31.05.2009

Hayat bulasir

31.05.2009
bulastirir
ne alaka simdi Izmirin bir semtindeki yikildi mi kaldi mi bilmedigim eski ev fotografiyla
yok bi alaka
ama hayat bulasir ,bulastirir i yazmak istiyordum
bu fotoraf da fon oldu
ee arada böyle olcak:)

29.05.2009

yazıya başlık mı, nemelazım canım

29.05.2009
Cinde hemen alttaki resimde görülen kuleden bir görünüs...aslinda agacin asagiya dogru sag tarafi kocaman bir göl...ayrica bu bölgede(ALTAY) Cinliler söyle ormanlik bir alani isaret edip " iste Türklerin atalari burdan cikmislar "diyince nedensiz öyle kalakalmistim
söyle düsünmüs olabilirim
a)ne yani biz burdan mi ciktik simdi
b)bize orman yaratiklari falan mi demeye calisiyorlar
c) nerden biliyonuz ordamiydiniz?
d)bu bir ceviri hatasi olabilir mi?
aslinda yukardaki agaca " yasamak tek ve hür ve bir orman gibi kardescesine falan yazilabilirdi...amaan diyorum...yasayalim iste öyle veya böyle..fazla kastin mi tüm ürettiklerin de bir kasintinin sonucu ortaya cikmis gibi oluyorlar...

28.05.2009

zor bulunur böyle paslasma

28.05.2009
Cin
bir gölün kenarinda bir tepe ve tepenin üzerinde bilmemkacbin basamakla cikilan bu tahta kule
gökyüzüne bakinca insan skildiginda agaclari görüyor ya
bazan bulutlar da ayni islevi görüyorlar
hem de gökyüzü ister cinde olsun ister macinde(bu macinin de neresi oldugunu bulamamis bilememisimdir ama kafiyeli iste ::))

25.05.2009

turfanda

25.05.2009



günes yarim saat kadar siddetle bastiran yagmurun ardindan yeniden yüzünü gösterdiginde ben minibüsün icindeydim
Turfanda(hani su turfanda sözcügünün kaynagi Cindeki(uygur otonom bölgesi de diyelim de) sebze meyve cenneti)
evlerin kapilarini fark ettigimde 100 metre gecmistik
cinli söföre yalvar yakar durdurdum minibüsü
atladim
kosa kosa karsisina gectim cektim
50 metrede bir, bir tane rastladi bu kapilardan söförün geri dönmem icin bastigi kornalara da aldirmadim...her sey gibi gec fark etmistim...ya yasamda da bi cok kapiyi gec fark ediyoruz di mi?

kondom müzesi


bu binanin alti amsterdamda kondom (prezervatif) müzesiydi
valla bana sormayin adamlarda herseyin müzesi var!

işçi evleri


londradan isci evleri,valla kirk metrekare bi stüdyo,tuvalet,banyo mutfak ortak 800 pound.üste para verseler oturmam, bi de hava yagmurlu,griii(3 tane i yazinca daha gri oluyordur heralde!)

beni rahat bırak aabi


Dali nin bir resminden kacmis bu bisiklet,amsterdamda bi köprünün üstünde yakaladim,birak abi,dalgami bozma fotorafimi
cek ama söyle fiyakali olsun dedi...cektim biraktim kendi haline

masalsı görüntüler


beyaz kiliseden asagi dogru yüriim dedim ,Parisi cok tanirmisim gibi
bu güzel restorana rastladim
zaten restoran yazmasa ben cicekci sanacaktim
bizim usul ööle bi corba iciiim bakiim hesabi da yoktur bunlarda dedim,
hayattaki bir cok sey gibi disini görüp icini göremeden bilincime kaydettim:)

24.05.2009

sokak aynası

24.05.2009

bu da Krakowda (polonya) bi trafik aynasi...eskiden bi parca vardi, ayyynalaaar kirik siiimdiii...ha bu fotorafim hollandadaki bi kisisel sergimde( tilt olurum aslinda bu kisisel sergi lafina da ::)kullanilmisti(kullanilmak da ne kötü bir tanimlama...sergilediydim de gec yani...

aynalar


ya yok felsefe falan yapmiycam
hayat bi yansimadir falan da filan
böyle görüntüleri seviyorum,cekiyorum..cocuklugumda babamin tras aynasini( 40cm e 20cm biseydi)tepsi gibi gögsüme dayar ve aynaya bakarak yürümeye calisirdim...boslukta yürüyormus gibi olurdum..haha..odur budur aynalari severim...

kime lazım sana lazım nemelazım mülazım

efendım hosgeldiniz
bilirim gemileri seversiniz,hele de yanyatmislarsa
benim böyle kült nesnelerim var mi diye düsündüm
evet var
cok eski binalar hele bir de issizsalar
issiz bir hüzün benim icin de binalar hele bombossalar

23.05.2009

hoşgeldim şekerim hoşbuldum

23.05.2009
bu pekbisevimli fotoğraf biloğuna davet edildiğimde heycandan "hıkııııık" deyip kalmış, bir bardak suyu zor içmiş, suyun bir kısmını soluk boruma kaçırmış ve ananemin yukarı bak kuş var kuş var deyişleriyle kendime gelmiştim. buraya kadar olan biten şakaydı. esasen davet edildiğimde çok düşündüm. bu ortaklık şimdiye kadar halkımın karşısındaki nemelazım markamı nasıl etkileyecekti?
hahaha...
nemelazım markası da bir şakaydı şu anda. zaten böyle bir markayı şindiye kadar hiç duymamış olmanızdan anlamanız gerekirdi. fakat ünlü nemelazım tavrım yakınlarım tarafından, şu hayatta benim sıkıcı bir şaka olmama tek sebep gösterilir. hayatın cilvesi şu ki, davet edilme sebebim de bu kendime has nemelazımlığımdır :))

bu fotoğraf biloğunun gerçek fotoğrafçısı cem olup, nemelazımın rolü gerçek bir geyik olmaktan ibarettir, bilginize... :) hayır yani, sonra vay efendim ben duymadım, vay efendim ben bilmiyordum tarzı yaklaşımlar dikkate alınmayacaktır, önceden belirtelim.elim.lim.im.m.







22.05.2009

asilmislar

22.05.2009

asilmislar öyle pencereye
satilmayi bekliyorlar
o pencereyi oldugu gibi alip yani demirleri ve hatta icteki tahta pancuru ile .hicbirini birbirinden ayirmadan bu araabi delikanlilarin ...mümkün olsa tamam ..ama tek basina..birini al..ve yalnizla..yok ya
olmaz kiyamaz insan..bir anlami da yok...iste sahip olma duygusu ..anı..amulet falan...süs,sovenir...yok valla ben kiyamam..olduu gibi satsin pencereyi...

sanatci doga

insanoglunun sanati aslinda dogayi taklitten baska bisi diil...yapraklarin arasina atilmis ya da düsmüs bir fotoraf bir kagit parcasi ,izmaritler ve renkler..iste allegori..iste uyum...bana düsen sadece deklansöre basmakti:)

hatirlamiyorum

bu fotorafi nerede cektigimi hatirlamiyorum
ama o kücücük balkonda günes batmaya yüz tutmusken elimde bir bardak cay ve yüzümde bu dünyada olma sevincinin gülümsemesi ile durup aylak aylak cevreyi seyretmek isterdim...halen hatirlayamadim ..belki yazarken cikaririm diye umuyordum..hani olur ya bazan..bunu ben mi yaptim..ya da ben mi söylemisim dedigimiz hafiza boslugu anlari..hafizada türbülans!

binalarin ruhu?



bir arkadasim (biraz ezoterikcandir kendileri) binalarin bir ruhu var kardesim der...aslinda ayni dönemlerde farkli yerlerde yapilan binalara baktigimda belki binalarin degil ama onu yapanlarin ruh hallerinin benzestigini görüyorum...söyle de denilebilir mimari anlayisinin ya da yasanilan cagin o anlayisa etkileri,akimlar ,modalar,savaslar kültürel yansimalar hepsi bir binayi isciler ve de mimarlariyla el ele yapiyorlar...mesela Hollandanin daracik alanlardan maksimum yarari elde etmek icin yapilan ve tepelerinde esyayi pencerelerden iceri sokmak icin cengeller vincler olan binalari bir zorunluluk uslubu
ama taksimin basinda tam o kücük metronun oldugu yerdeki pembe binanin kardesini Pragda buldum...uzman diilim ..ama ayni yillarda ya da ayni rüzgarlarla yapilmis olmalilar:)

yillar önce

bundan yillar önce
Landau kentinde bir panayirda insanlarin 1Mark karsiliginda sari kücük kagitlar aldiklarini ve icinde bir sürü hediyenin yani sira cok ünlü ustalarin ürünü oldugu söylenen el isi porselen bebeklerin de oldugu podyuma cevrilmis bir TIR in etrafinda toplanip sans kader kismet oynadiklarini gördüm
haa bu sans kader kismet de bizim milli piyangonun kazi kazaninin Adana versiyonuydu cocukken.. ki en fazla bi tirnak makasi ya da dandik bi tarak kazanirdin ...neyse laf lafi laf anilari aciyor
Alman sans kader kismetinden aldim 5 mark verip...1 marka 10 taneymis...ve tam 10 tane bebek kazandim o aksam..haha...naapcam bebekleri..hic iste tanidiklarima falan hediye ettim yillar icinde....ihtiyacim olan biseyi kazansaydim keske...taksimde bu bebekleri görünce..bir an canim cekti mi desem ...bööle sanki almak istedim..sonra Sans Kader Kismeeet dedim

yüzümü cekmeyin



Hollandadan sevgilisi ile birlikte gelmisler Kölne,yanlarinda kocaman bir sprey boya kutusu ve gerekli malzemeler...graffiticiler kendi aralarinda haberlesiyorlarmis...hatta bazi ünlü sprey sanatcilari birbirlerini taniyorlarmis...benim de yanimda fotoraf makinam vardi ..calisirken cekebilirmiyim dedim..tabii ama yüzümü cekmesseniz iyi olur dedi...
ama arastirmaci gazeteci ruhum bos durma dedi arastir neymis bu grafiti..duvarlarda görüp duruyorsun
ve graffiti arastirmalari icin kocaman bir enstitü oldugunu
http://www.graffitieuropa.org/
hip hop kültürü ile alakasi oldugunu ve ikinci dünya savasinda amerikali askerlerin Kilroy buradaydi duvar yazilarinin bile graffiti gelisimine katkida bulunan ögeler arasinda falan oldugunu ögrenip isim olmaz abi diyip cekildim

21.05.2009

sandalyenin resti

21.05.2009
günlük yüzbinlerce insanin tam olarak da sebepleri ile aciklanamayacak hareketleri ile dolu bir sehrin sokaklarindan birinde zamanla anlasmasi olan bir sandalye yan yatar
birileri onu oraya koymustur
ama
ben sandalye protesto etsin istiyorum
Aborijinler der ki, bütün bu yasadiklarimiz rüya aslinda biz rüya zamandayiz
uyanmak istermiyiz istemezmiyiz ama kücük sonsuzluk momentlerinde rüyadan uyanip gercege kavussak ve sandalyenin protestosunu anlasak...olabilemez mi ?

Di ceri DUUU


sanki karadeniz agzi ile hele bi ceri dur der gibi...
termit karincalarinin oydugu yerel okaliptüs agaclarindan yapilan yüksek tonlu üflemeli calgi
ilk avrupada sokak calgicilarinda görmüstüm ...gecenlerde kisa istanbul ziyaretimde taksimde görünce bi fotorafini cekiim dedim
bir zamanlar yasli bir amcaya cektigim detay fotograflarini gösterdigimde amcam fotoraflara bakip bakip " hep yahmising heralde bosa cekmising arhadaslaring nerde bu resimlerde?" demisti hakli olarak...hepimiz algilarimizi bildiklerimizle yönlendiririz ya...
bu di geri duu sesi de ilk basta bir zarilti zurultu gibi geliyor..ama kendinizi verip yerli kabilelerin dansi ve rüya zamanlari ile birlestirdiginizde ortaya otantik ve de dogal tatlari iceren bir sesler bilesimi cikiyor...
http://www.hauart.de/flash/didgework1.html

Kedi

Valla kedi her yerde kedi ama bizim kediler daha bi anarşist canim..
biri galata yokusunda cikti karsimiza külhanbeyi,böyle delikanli tavirli...görmüs
gecirmis bi kedi
bu dedi yolarkadasim
digerinin karsisina biz ciktik cünkü bizi bile takmayacak vaziyette bi arabanin tepesinde uyuyordu..
bir digeri ise tel örgülerin arasinda kamufle olmus ama bize tel örgü falan islemez abi dercesine siestasını eda eyliyordu
yok aabi
bu kediler gezegenimizin en anarsist yaratiklari
helal ossun be
saygi

dil



DOLMABAHCE'de ölüm dösegindeyken M.kemal son sözleri dil olmus anlatanlarin yalancisi tarihe göre...belki susuzlugundan ya da yüksek atesinden...
kerkük hoyratinda
dilim dilim kes meni dilim dilim basima neler geldi getiren dilim dilim
denmis
insanoglu aslinda steriyotip bir dil kullanmaya basladi facebook yüzyilinda
global bir dil olusturulmaya baslandi kullanilan kavramlarin birliginde
duvarlarda bile
birisi istanbul
birisi Köln
artik sadece yapanlar degil bakanlar da anliyorlar bu dili
insanoglunun kollektif bilincinin en azindan kavramlarini ortaklastirmaya meyilli oldugunu bilmek de umut verici :)

tolerans muamması

kültür hadi anladik
avrupa onu da anladik
tolerans?
neye kime hangi sartlarla...hele de DOM katedralinin 100 metre ilerisinde tarihin en büyük kiyimina hem de ilk hacli seferleri sirasinda ugramis yahudi toplulugunun yanmis yikilmis sinagogu dururken...sanki uygun bir sözcükmüs gibi duruyor tolerans aslinda katlanabilmek demek
Dom katedralinin altinda avrupa kültürü halen katlanabilmeyi ögreniyor...

esintiler

gizli ruh
bir arkadasin dedigi gibi bir zamanlar
"siz blogyapma rahatsizligindan muzdaripsiniz sanirim"
evet
zaten pek anlamiyorum blog falan yapmadan ama bu sefer de farkli bi doku olsun dedim
zaten esintiler olacak bu blogda ruhuma carpan surda burda
istanbulda dolasiyoruz
galataya dogru tirmanistayiz ve kediler, ara sokaga nasil girip de park ettigi belli olmayan Chevrolet... bir de duvarlarda gizli bir ses..
biz de buradayiz...belki de bu sehrin asil ruhu bizleriz diyorlar
bilmiyorum
ama Corporation u isci ödemelerine büyük gözalti mansetli gazete sayfasi ile duvarda görünce "gizli ruh" a inanmaya basladim...

Chevrolet orada bekliyor...
kimbilir hangi zamani ...
hala duvarlardayiz diyor gizli ruh
duvarlardan inemedik ama tüm duvarlara isledik
 
PEKBILAZIM © 2009. Her hakkı saklı değildir, ne de olsa "özgün olabilmek" paha biçilmez bir değerdir :)